Konuşma yeteneği doğuştan gelen bir yetenek olmamasına rağmen, konuşma becerisinin oluşmasına neden olan alt yapının gelişmesi, konuşmayı destekleyen ön koşul becerileri olarak değerlendirilir. İnsan oğlunun doğduğu andan itibaren başlayan hayat mücadelesinde onlara eşlik edecek olan hayatın, sağlık sıhhat durumunun ilk habercisi ilk nefes, ilk ses olduğu gibi, ilk ayların gelişim basamakları da aynı amaca hizmet eder.
0-8 aylık bebekler; kafasını kontrol edebilir, dönebilir, parmaklarını emer, sese kafalarını çevirir, sesler çıkarır.
8-10 aylık bebekler; objeleri isimlerinden tanır, anne ve babanın gülümsemesine tepki gösterir.
10-12 aylık bebekler; annesinin işaret ettiği yöne bakar, dönüp annesiyle göz teması kurmayı bilir.
12-14 aylık bebekler; işaret parmakla isteklerine yönlendirmeyi, dolayısıyla ortak dikkat oluşturmayı bilir.
14-20 ay döneminde; basit yönergeleri yerine getirebilir. Her şeye bir isyanı vardır. İfade edici dil becerileri oluşur, kendini ‘ hayır’, ‘evet’, şeklinde ifade eder.
20-24 ay döneminde; işaret parmağını havaya kaldıramazsa, anne, babanın ve etraftakilerin ilgisini çekme gibi bir eylemi yapabilme yeteneği oluşmaz.
Bu durumlar, 18-20 aylık bireyin, ismine yanıt vermemesine, göz temasının oluşmamasına, alıcı dil becerilerinin oluşmamasına neden olabilir. Ve ya bireyde konuşma güçlüğü gözlemlenebilir.
Konuşma engelinin türleri
- -Gecikmiş Konuşma
- -Ses Bozukluğu
- -Artikülâsyon Bozukluğu
- -Kekemelik
- -İşitme Engeline Bağlı Konuşma Bozuklukları
- -Yarık Damak ve Beyin Engeline Bağlı Konuşma Bozuklukları
- -Yabancı Dil ve Bölgesel Konuşma Ayrılıklarına Bağlı Konuşma Bozuklukları
Konuşma engeli olan birey çocukluktan yetişkinliğe kadar reddedilme, izole edilme (gizlenme), alay edilme ve acımaya karşı devamlı olarak savaşmak zorunda kalacaktır. Bundan dolayı, nedeni organik olan konuşma bozuklukları, gerekli tedbir alınmadığında kısa zamanda duygusal problemler haline gelirler.
KONUŞMA ENGELİNİN NEDENLERİ
Çocukla ilgili olan nedenler:
a- Zeka: Konuşma oldukça karmaşık becerilerin belli bir düzen içinde oluşmasını gerektirir. Araştırmalar, zeka geriliğinin, konuşma engelinin tek sebebi olarak gösterilemeyeceğini ortaya çıkarmıştır. Zihin kabiliyeti ile dil kabiliyeti arasında olumlu bir ilişki olduğu genellikle kabul edilir.
b-Sağlık: Ağır ve uzun süren hastalıklar çocuğun her türlü gelişimini yavaşlatır, bazen durdurur. Başta gırtlak iltihabı (larenjit) olmak üzere, boğazda yerleşmiş çeşitli mikrobik hastalıklar ve ses telleri üzerinde oluşan yumrucuklar da sesin kısık ve boğuk çıkmasına yol açarak konuşmayı güçleştirir.
c-İşitme: İşitme-konuşma arasında çok sıkı bir ilişki vardır. Doğuştan işitme engellilerin, özel eğitime tabi tutulmazlarsa konuşmayı öğrenemedikleri bilinen bir gerçektir.
d-Sinir-kas sağlığı ve aralarındaki eşgüdüm: Sinirsel bozuklukluğa sahip ve konuşma engelli olduğu zaman, çocuklarda konuşma geriliği de görülmektedir. Beyin felci ile engelli olan çocukların konuşma ve ses gelişimlerinde gerilik görülmektedir.
e-Konuşma organları: Diş, dil, damak, boğaz ve ses bantları fizyolojik olarak sağlıklı olmadığında, çocuk muhtemelen konuşma güçlüğü çekecektir.
f-Olgunlaşma: Sinir, kas sağlığı ve aralarındaki eş güdüm normal olabilir. Fakat motor gelişim yönünden belirli olgunluğa erişemedikçe çocuk konuşamaz. Çocuk çene ve dil kaslarına hakim olup, onları kullanacak düzeye erişmeden sesleri çıkaramaz
g-Cinsiyet: Kızlarda kekemelik oranı daha azdır. Kızlarda konuşma gelişimi daha erken başlar, daha iyi gelişir ve daha az konuşma engeli görülür.
h-Duygusal durum: Korkunç kazalar ve duygusal şok geçirenlerde konuşmanın kaybedildiği görülür. İlk çocukluk devresinde, çocuğun karşılaştığı duygusal güçlükler onun konuşma gelişimini etkiler, geciktirebilir.
Çevresel nedenler
a-Güdüleme, uyarım, teşvik: Çevresinden gelen teşvik sonucu çocuk konuşmaya yönelecektir. Konuşması için uyaranların zengin olması gerekir.
b-Konuşmayı öğretmek için kullanılan metot: Konuşma eğitmeni denen uzmanların amacı çeşitli türden konuşma bozuklukları ya da sorunları olan insanlara yardımcı olmaktır. Küçük bir çocuğa da konuşmayı öğretmek için seçilen metot, konuşmaya teşvik edici olmalı ve dilin doğru kullanılarak konuşmada iyi bir model olunmalıdır.
c-Diğer çevresel nedenler: Yapılan araştırmalar sosyo-ekonomik düzeyi yüksek çocukların sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan çocuklardan daha fazla kelime hazinesine sahip olduklarını ve konuşmaya daha erken başladıklarını göstermiştir.
Konuşma, öğrenilen bir beceridir ve konuştukça gelişen, pekiştirilen bir beceridir. Öğretmen sınıfta konuşmasıyla iyi bir model olmalıdır. Çocuğa konuşmanın kendi dilek ve duygularını ifade etmeye yarayan bir iletişim aracı olduğu hissettirilmelidir. Çocuk konuşmaya istekli hale getirilmelidir. Düzgün konuştuğunda bunun öğretmeni tarafından fark edilip takdir edildiğini ve her zaman edileceğini bilmelidir.